Henüz küçük bir kız çocuğuyken kendi kendime yaptığım kolyeler, yüzükler ve küpelerle başlayan tasarım macerası zaman içerisinde mesleğim haline geldi.

Üniversiteyi bitirdikten sonra, 2001 yılında İstanbul’a yerleşerek kuyumculuk sektöründe çalışmaya başladım. Bir takının adım adım nasıl üretildiğini, işin mutfağı olan atölyelerde öğrendim. Altın ya da gümüşe eğe marifetiyle bir heykeltraş misali şekil vermenin, dümdüz metal bir levha üzerinde taşların takılacağı tırnakları bir nakkaş gibi ilmek ilmek kazımanın ne kadar emek, sabır ve dikkat gerektirdiğini bizzat tecrübe ettim. Cila bölümünde ürünümü pırıl pırıl parlatırken, ellerimin cila malzemesiyle nasıl kömür karasına döndüğünü gördüm. Mesleğimin mutfağını her daim yanımda olan ustalardan bu denli derinlemesine öğrenmek benim için büyük bir ayrıcalık oldu. Çünkü bir tasarımcının, tasarımın hangi aşamalardan geçerek takıya dönüştüğünü bilerek çalışması, tasarımın kalitesini belirleyen önemli bir faktördür. 

Yeni fikirlere açık ve bağımsızlığına düşkün biri olarak, takı tasarlamanın beni özgürleştirdiğini hep hissettim. Özgürlüğüm hayallerimi, hayallerim ise tasarımlarımı besleyen güç oldu. Bu motivasyonla tasarladığım takılarımın sizleri de özgürleştireceğine inanıyorum. 

Her birinde ilk günkü tutkumu ve yirmi yılı aşan deneyimimi birleştirerek ürettiğim tasarımların sizlerin tercihiyle takıya dönüşmesi, kağıt üzerindeki bir eserin sizlerin beğenisiyle gözle görülür elle tutulur hale gelmesi bana eşsiz bir mesleki keyif ve mutluluk veriyor. Bu mutluluğu yirmi yıldır pek çok kez yaşadım. Siz değerli müşterilerimin takdiriyle yaşamaya devam edeceğimi umuyorum.